BURDUR GÖLÜNÜN MUHTEŞEM MANZARASI
O dönemlerde babam Hollanda’daydı, ağabeyim, kız kardeşim ve ben anamla doğduğum köydeyiz. Güçlü bir kadın olan anam evin hem erkek hem de kadın işlerini zorlanmadan yapıyordu. Ağabeyim küçük yaşta koyunları otlatır Sivas Kangalı Karabaş köpeğimizle hayvanları koruyup kollardı. Süt sağma vakti geldiğinde koyunlarla ve Karabaş köpeğimizle eve dönerdi. Anam sağdığı sütü meşe odunuyla ocakta pişirerek kışa hazırlık olarak kaymak yağı, yayık yağı, peynir ve çökelek yapardı. Köyün altındaki tarlalarımıza mevsiminde buğday arpa, nohut ekilirdi. Çıkan hasılatlar ambarda kış için saklanırdı. Hasılatların bir bölümünü kırma, un, bulgur, düğür, köftelik ve göce olarak kışa hazırlardı. Eski giysilerimizi ve kullanılmadık çarşafları incecik diler yumak yaparak kirmanla eğirdiği koyunyününden ipleri ekleyip kilim halı dokurdu. Köyümüze getirilip satılan kamışlardan hasır dokuyarak el emeği göz nuru dokuduğu kilimleri hasırları odalara elleriyle döşerdi. Anavatanımın hangi iline ilçesine köyüne gitsem heybemin iki gözü ağzına kadar dolu içinde unutamayacağım unutturmayacağım anılar çıkıyordu!..
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
-
Dün Cüneyt Arkın’ın sağlık durumuyla iligli korkutan haberlerin gündeme gelmesiyle hayranları büyük bir üzüntü yaşadı ancak yapılan a...
-
Nebahat&Soner Soykan Dikici Sevgili Okurlarım Merhaba, 17 Ağustos sabahı kalktık, hazırlandık ve anneannemlere gittik.Arka arkaya...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder